Şimdi, Soma’ya vefa borcu zamanı; Kolin, İmbat, Defaş ve Odaş firmaları ellerini taşın altına koymalı!
Soma, yıllardır ekonomisini termik santral ve kömür ocakları üzerine inşa etmiş çok önemli bir şehir.
120 bin insanın geçim kaynağı olan bu tesisler, sadece çalışanları değil; nakliyecisinden esnafına, çiftçisinden belediyesine kadar tüm bölgeyi ayakta tutuyor. Ancak bugün, bu yaşam damarı kötü yönetim ve sahipsizlik yüzünden kaderine terk edilmiş durumda.
Devlet, TKİ aracılığıyla ağır mali yükler altında krizi yönetmeye çalışsa da, sorun artık kangren olmuş durumda. Termik santralin çalışmaması, madencilik sektörünü ve tüm Soma ekonomisini derinden sarsıyor. Üstelik yaklaşan kış aylarında 40 bin kişinin nasıl ısınacağı bile belirsiz.
Bu kriz, yalnızca bugünü değil, yarını da tehdit ediyor. Özellikle gençler, kadınlar ve çocuklar için bu çöküşün bedeli çok daha ağır olacak. İşsizlik arttıkça umutsuzluk büyüyecek; eğitimden sağlığa, sosyal hayattan geleceğe dair beklentiler hızla tükenecek. Kadınların ev içi yükü artarken, çocukların geleceğe tutunma şansı azalacak. Bir şehrin sadece ekonomisi değil, ruhu da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Eğer şimdi harekete geçilmezse, bu kriz nesiller boyu etkisini sürdürecek bir sosyal felakete dönüşebilir.
Çözüm Dışarıda Değil, İçimizde!
Santralin Konya’dan, Ankara’dan ya da İstanbul’dan yönetilemeyeceği acı bir tecrübeyle anlaşıldı. Soma’yı tanımayan, buradaki ekosistemin önemini kavrayamayan şirketlerin başarısız yönetimi, sorunu daha da derinleştirdi. Şimdi tam kapasite çalışması için ertelenmiş bakımların yapılması ve yatırımların hayata geçirilmesi gerekiyor. Ancak bu dinamizm, kamu kurumlarıyla sağlanamaz.
Soma Termik Santrali, sadece bir enerji üretim tesisi değil; bölgenin istikrarının ve Türkiye’nin enerji güvenliğinin temel direklerinden biridir. Santral, yerli kömüre dayalı yapısıyla dışa bağımlılığı azaltan, ulusal enerji arzına stratejik katkı sunan bir merkezdir. Aynı zamanda bu santral, Soma’nın sosyal, kültürel ve ekonomik döngüsünün merkezinde yer alır. Santralin üretimde olması, sadece elektrik üretmek değil; Soma’nın üretmesi, tüketmesi, yaşaması ve geleceğe umutla bakması anlamına gelir. Bu yapı çökerse, sadece Soma değil, bölge ekonomisi ve ülke dengeleri de olumsuz etkilenir.
Soma’daki tüm denklemler ve dengeler, bölgenin kendi iç dinamikleriyle yeniden kurulmalı. Sorunun boyutu büyüktür ve artık görmezden gelinemez. Buradaki sıkıntının ülke çapında duyulması, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve çözüm sürecine sağduyulu, yapıcı, pozitif ve yasal zeminde katkı sunulması zorunludur. Bir an önce bu meselenin kalıcı şekilde çözülmesi, sadece Soma için değil, enerji arzı ve sosyal huzur açısından da ulusal bir gerekliliktir.
Büyük Şirketlere Vefa Çağrısı!
Soma’nın en büyük sermayedarları olan Kolin, İmbat, Defaş ve Odaş gibi firmalar, bugüne kadar bu topraklardan kazandıklarını geri verme zamanının geldiğini artık görmeli. Bu şirketler, sektörün içinden gelen deneyimleriyle bir araya gelip sermayelerini ve güçlerini masaya koymalı. Santralin yeniden ayağa kalkması, sadece Soma’nın değil, onların da çıkarına. Çünkü santral çalışırsa kazanacaklar, çalışmazsa kaybedecekler.
Soma’da çözüm gözümüzün önünde duruyor.
Büyük şirketlerin vefa borcunu ödemesi ve ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Çünkü başka bir seçenek yok. Soma’nın kaderi, onların ellerinde.
Vefa zamanı geldi!
SELÇUK YAVUZ – NAME HABER
